11 Haziran 2017 Pazar

Çam Ağaçları Altında

Öyle güzel ki varlığın...
Belki bir hikaye yaratacak yeteneğim yok ama
sonsuza kadar duygularımı anlatabilirim.
Belki de bunu yapabilmek yetiyordur bana.
Ne diyordum, öyle güzel ki varlığın...
Sürekli şu heybetli çam ağacının altındaymışım gibi güvende 
ve huzur dolu hissediyorum.
Hani kalabalık içinde sadece bir anlığına birbirimize bakıp, 
ne hissettiğimizi ne düşündüğümüzü anladığımız anlar var ya, 
o minicik anlar için bile değer.. 
O minik anların toplamı sonsuz bir bağ oluşturuyor sanki aramızda..
Tanrıya dua ediyorum sürsün diye.
Hani "Rahat bırak" diyorsun bana...
Hem kendimi hem mıntıkama dahil olanları..
Haklılığın karşısında susuyorum..
Rahat bırakıp kaybetmiş olduğum anlara inat,
bunun vereceği dinginliği düşünüyor ve riske girmeye değer diyorum.
Hem kendim için hem sevdiklerim için bunu başarabilmeliyim.
Sonsuz bir sevginin yanında bitmeyen bir yorgunluk veriyorum sanki, 
farkındayım.
Herkese zor ama en çok kendime.
7/24 benimle yaşayan ben'im sadece.
Evet dinlenmek güzel.
Aklımı başıma alıp özgürleştirmeliyim kendimi.
Hoş en son kendimi özgür bıraktığımda deli gibi içiyor ve 
kim olduğumla yüzleşiyordum.
O kişi birlikte yaşamak için zor biri.
Ben onu içerek kabullendim ya, henüz sana anlatamadım. 
Belki bir gün..
Herneyse dağıtmayalım..
Kimse vazgeçilmez değil, belki hiç bir duygu sonsuz değil ama 
ben büyük oynamadan yapamam bilirsin.
Büyük oynarak sevdim hep, yetinmedikçe emek verdim, sevgiyi buldum.
Kendimden de büyük oynamaktan da caymıyorum.
Toprağa bastıkça yine sakinleşiyor telaşlı ruhum, zihnim berraklaşıyor.
Sessizliğin içinde duyabildiğim bir kaç insan sesinden birisin ve
seni dinlemek bana çok iyi geliyor.
Varlığına minnet duyuyorum.
Vazgeçmeyen ve 
vazgeçilmez olmanın peşindeki kalbime de minnet duyuyorum.
Biliyorum beni anlıyorsun.
Hani içimin burkulduğunu hissettiğin anlar gibi...
Senin hissettiklerini anladığım gibi..
Konuşulmaz ama bilinir gibi..

Hiç yorum yok: