5 Temmuz 2015 Pazar

Aşk

Ey aşk; ne anlatılmaz bir şeysin sen. Hastalıksın, deliliksin, göz kararmasısın en basitinden. Bilmeyeni ezip geçersin. Bileni deli gibi korkutursun. Peşinden koşulmasa üzerine üzerine gelirsin insanın. Aranır taranırsa; saklanır hiç görülmezsin. Canın isterse ortaya çıkar, ne kadar istersen o kadar kalırsın, ansızın çekip gider kimsenin gözünün yaşına bakmazsın. İster saman alevi gibi durusun bazen senelere yenilmez büyük sevdalara dönüşürsün.  Kurallara, isimlendirmelere, kalıplara sığmaz ve hatta umursamazsın. Senin eline düşeni darma duman eder; bazen havalara uçurur bazen yerin dibine sokarsın. Halini tavrını bilen bilir, kendini sorgulatmaz, yargılatmazsın. Ayıpları alt üst eder; ahlakmış, toplummuş hiç takmazsın bile. Sen ne dersen O, sen nereye gidersen O, kime dersen O'dur; lafını ikiletmezsin. İnsan bedenini mahvedersin. Elleri terletir, yüzü kızartır, anlamsız gülümseyişler ekler, şapşallaştırır ve deli cesareti verirsin. Sana sahip olan için dünya ters yüz olmuştur artık. Damarlarında gezer, beynini ele geçirir, çocuklaştırırsın. Aşık insan çok güçlüdür sayende, elinden her şey gelir. Dünyayı görmez gözleri. Seni kaybedense yalnız hisseder; yerine hiç bir şey koyamaz. Ey aşk; kokuları, şarkıları, kelimeleri, gülümsemeleri, sokakları bile unutulmaz kılarsın. İnsanı delirtsen bile hayat seninle müthiş sensiz eksiktir. Ne seninle ne sensiz derler ya tam da öylesindir aslında. Şevkatle, güvenle, özveriyle sevgiye dönüştün mü hayata eşlik eder sonsuz sevgililer yaratırsın kendinden; en güzeli budur işte. Bazen de beklemedik bir anda, beklenmedik bir duygudan kendini çıkartır, kendini toplar, kendinle çarpar veya kendine bölersin. Sen her yerdesin aslında, her insanda, her varlıkta; görmek isteyen herkes için her yerdesin. Aşk, aşkım; sen vazgeçilmezsin.