1 Kasım 2015 Pazar

Vazgeçmeyen Ruhun

Hayat; vazgeçmek nedir bilmeyen insanları aramakla geçer. Yönünü, duraklarını, sevdiklerini yitirirsin ama duyguların seni hiç bırakmaz. Sadece umut, ayakta tutar en zor anında. Vazgeçirmez duygularından. Seni sen yapan ve özel kılan duyguların ve onları yaşama-yaşatma biçimindir. Ağır gelir çoğu ruha...Garipsemiş gibi yaparlar. Seni tuhaf adlederler ve kendine yabancılaştırırlar. Bir an için inanırsın bile onlara. Çünkü onlar hep çoğunluktur. Çoğunluğu normalleştiren zalim düzene boyun eğersin..En azından dışarıdan. Ama ya iç dünyan..Ufacık mimiklerinle ele vermek dışında dışına yansıtmadığın ruhun? Hiç boyun eğer mi? Asla..Ruhun seni senden çok sever. Ruhun seni güzel kılar ve herkese direnir. Maskeleri düşüren de sana maske takmanı öğütleyen de ruhundur. Beyninle yüreğin arasında müthiş bir lokomotiftir. Durmadan çabalar ve seni sana sevdirir. Seni sana sevdirdikçe, yaşama ve insanlara bağlanırsın. Umrunda olmayan çoğunluk artık normal de olsa, onları hiç mühimsemezsin. Seni kıran sadece hislerinin hep yapayalnız kalmasıdır. Ama üzülmezsin çok da. Üzülmemelisin; bir sessiz bakış, üzeri kapalı bir kaç sözcük, bir çocuğun sıcak elleri, bir insanın akla sığmayacak güzelliği güç verir. Hayat böyle devam eder bütün kahrına rağmen. Ve aslında hayat fazla zalim ama fena güzeldir.

Hiç yorum yok: