22 Eylül 2015 Salı

Çocuklardan Başlayalım

Mutsuzluk, hoşgörüsüzlük ve öfke çığ gibi büyürken kimse dönüp çocuklara bakmıyor. Oysa her şeyin başlangıcı onlar değil mi? Hayatın kaynağı, geleceğin sahipleri çocuklar. Mutsuzluk da onlardan başlıyor aslında. Mutsuz çocukluk genellikle mutsuz yetişkinliğe sürükler insanları. Bu durumda dünyayı güzelleştirmenin başlangıcı çocukları mutlu etmekten geçiyor. 
Çocuklar sertliği çok iyi anlarlar ve algılarlar. Hoyratlığı kolayca hissederler ama anlam veremezler. Kendince bahaneler bulsalar bile üretebildikleri tüm sebepler kendilerinden kaynaklıdır. Suçu hep kendilerinde arar ve ne yapar eder bulurlar. Öfkeleri sessiz sessiz birikir. Kırgınlıklarını besler, büyütür; fidan gibi bakarlar ona. Buna bağlı olarak "sevilmek" zorlaşır, "güvenmek" arkasına bakmadan uzaklaşır. Kendilerinden, sizden ve ömür boyu onları sevenlerden şüphe ederler. Her an olmasa da genele baktığımızda çocuklara yumuşak tepkiler vermelisiniz. Sevginizi ise hem manen ve madden göstermelisiniz. Çocuktur nihayetinde; sevgiyi taşırın üzerinizden, onlar kana kana içerler. Sevildiğini gözleriyle görmezlerse, dokunuşlarınızda hissetmezlerse, kulaklarıyla duymazlarsa; hamurları bozulur, şekilsizleşir. Çocuk ruhu ne menem şey. Sözcüklerinizi zihinlerine kazır, bakışlarınızı bir film gibi başa alıp seyreder ama asla unutmaz. Çocuktur ya; ummadığınız bir kıpırtıdan etkilenirler. Hem de öyle bir etkilenirler ki izlerini bir ömür ruhlarında taşır. Tüm yaşamlarını, kişiliklerini ve ilişkilerini etkileyebilirsiniz bilmeden. Sizin istemeden hatta fark etmeden söyledikleriniz, sesinizin tonu, beden diliniz çocuklarda derin yaralar açar. Gizli gizli taşırlar yaralarını, hissettirmezler. Belki kendileri bile çok uzun zaman fark etmezler. Yapmayın; hayat sevgi cimriliği için çok acımasız. Çekinmeden sevin! Önce çocuklarınızı..En çok çocuklarınızı, tabi önce kendinizi. Belki dünya yeniden güzelleşir, kim bilir.

Hiç yorum yok: