6 Eylül 2015 Pazar

Ah Kalbi

Ah kalbi;
yüzündeki çizgilerden intikam alan
çocuk kalbi, bir gün aniden
etrafındaki duvarları farketti.
Gözleri yeni açılmış bir ămă kadar şaşkındı.
Ne zaman bu kadar yükselmişti bu duvarlar?
Ah kalbi;
ayak uçlarında yükselse de nafile,
göz gözü görmeyen dumanların arasında
bir de bu zalim duvar, 
iyice imkansızdı ardını görmek..
Merdiven istemek için etrafına bakındı
ama kimseyi bulamadı, hay aksi...
Duvarın bu tarafında kimse yoktu ki.
Seslendi elini uzatan olur diye,cevap alamadı..
Sonunda belli belirsiz bir çocuk sesi duydu;
"Buradayım hadi al beni yanına ne olursun" 
diyordu çocuk.
"Kimsin sen" diye sordu, cevap alamadı. 
Bu sessizliğin karşısında merakı da artmıştı,
onu görmek istedi.
Peki şimdi nasıl ulaşacak kalbinin dışına?
Ah kalbi,
dilinden sakındığını parlak gözleriyle ele verirdi, 
bilmezdi hiç. 
Biri gözlerine fazlaca baksa 
hemen ciddiyetsiz bir tavır takınır, alay ederdi.
Bundan mıydı duvarın bu tarafında 
uzanacak kimsenin olmayışı? 
İstemeyişinden mi?
İstese o güzelliği paylaşacak nicelerini bulurdu yanıbaşında..
Ah kalbi, aniden anladı;
ruhunu karıştıran onlarca çelişki
duvarlarını yükseltiyordu.
Bir çatlak olsa,
bir damla su sızsa kendinden tarafa,
onu öldürmesinden korkuyordu.
Haksız da sayılmazdı aslında,
Yüzlerce kez yaralanmış,
onlarca kez ölmüştü daha önce...
Küllerinden son kez doğduğunda
kendisi dışında ne varsa her seyi mühürlemişti.
Ama artık canına tak etmişti.
Her neyse korktuğu, göze alacaktı.
Kararttı parlak gözlerini,
"Yıkmalı bu duvarları" dedi.
Daha bunu aklından geçirdiği an indi tüm duvarlar..
Gürültüsüz yok olmuşlardı..
Ah kalbi..
Derin bir nefes çekti içine,
duvarın dibinde onu bekleyen çocuğu gördü.
Toz, duman biraz da tuğla arasında kalmıştı çocuk.
Ellerini daldırıp çıkardı çocuğu, kucağına aldı,
Kalbine taşıdı, sıcak bir döşeğe uzattı sakince...
Yaralarını sardı, ona hikayeler anlattı, şarkılar söyledi...
Çocuk uyanmıyor ama sık sık sayıklıyor, 
Ara ara da uykusunda ağlıyordu.
Günler geçti...
Cocuğun uyanması için başında beklerken, 
kendisi uyuyakaldı.
Kaç zaman geçti bilinmez;
Belki haftalar belki aylar;
çocuğun parmak uçlarını hissetti yüzünde.
Ardından "Teşekkür ederim" diyen sesini duydu, gülümsedi.
"Ben sana teşekkür ederim çocuk" dedi,
"Artık özgürüm"..
Ah kalbi...
Ah kalbim..

Hiç yorum yok: