2 Temmuz 2015 Perşembe

Kızıma Mektup ( 3 )

Bal Böceğim;
Ben sana sık sık yazıyorum aslında. Onları büyüdüğünde defterlerde bulacaksın, belki mektuplarda, bazılarını da burada belki. O zamana kadar devam edersem. Aslında okuyacaklarına vereceğin tepkiyi çok merak ediyorum. 
Dün akşam seninle kavga ettik :) Üzdük birbirimizi...Ama ben kendime hep daha çok kızıyorum. Stresler, günlük telaşlar arasında senin çocuk olduğunu unutuyorum bazen. Oysa büyüsen de sen hala bebeksin benim için. 3.5 yaşına hızla ilerliyorsun. Her gün bir önceki güne bir şeyler ekleyerek büyüyorsun. Sabahtan akşama kendi dünyanda geçirdiğin zamanı ben göremiyorum,izleyemiyorum ne yazık. Sonra akşama seninle konuştuğumuzda okulda öğrendiklerini, keşfettiklerini hayretle fark ediyorum. Bu hayret hiç geçmeyecek belli ki. Bazen asla duymuş olamayacağını zannettiğim kelimeler kullanıyorsun. Geçen gün "inşaat" dedin örneğin. Duymuşsun,öğrenmişsin bir de doğru yerde kullanıyorsun. Buna nasıl şaşırmam. Bu yaşta kalbinin güzelliği, vicdanın ve şefkatin çok gelişti, görüyorum. Hayvanlara sevgini, bebek ve çocuklara olan yaklaşımını izliyorum. Kıyamayışın hep kendimi hatırlatıyor. Duygusallığın kesinlikle benden ötede. Bu dünyaya ayak uydurman için hep yanında olacağım, olmalıyım. Bu kötü dünya için öyle özenli öyle duyarlısın ki daha bu yaşında... Hayat önüne neler çıkaracak bilemeyiz. Elbet yaşadıkların şekillendirecek seni. Ama özündekileri kaybetmeyeceğini biliyorum. Tabi ki sadece güzel şeyleri yaşamanı istemem bencilce. Olumsuzluklarla, düşe kalka gelişeceksin. Ama ben bir adım gerinde de olsa senin yanında kalacağım.
Geçen ay ilk kez seni sahnede izledik, hep beraber. Kostümler içinde, dans ederken ve şarkı söylerken nasıl mutlu olduğunu gördüm. Bu kadarını beklememiştim sahiden. Öyle keyifliydin ki. Müziği ve sahnede olmayı çok seviyorsun. Bakalım bu sevgi geleceğine yansıyacak mı. Hele ki tek başına bana şarkı söylemen çok güzeldi, çok. Oyunlar esnasında yüz ifadelerin beni çok etkiledi. Öyle ki baban da ben de kendimizi ağlarken bulduk. Ne kadar büyüdüğünü o gün ilk kez çok iyi anladık. Davranışların olgunlaşıyor; sana anlattıklarımızı anlayınca dünyalar bizim oluyor. Bisikleti öğrenmeye çalışıyorsun, salıncakta hep hızlı sallamak istiyorsun, sen de benim gibi yüksekten korkuyorsun :) Yapamadıklarına kızıyorsun ama bıkmadan deniyorsun, kendi kendine çözümler üretiyorsun. Bazen de bana bir şeyler öğretmeye çalışıyorsun. Sevilmeyi seviyorsun, ilgiyi seviyorsun ve karşılığını fazla fazla veriyorsun. Sevdiklerini dilinden düşürmüyor hep yanında olsunlar istiyorsun. Artık evde kendi dünyasında yaşayan 3. kişisin. Kendi işlerini kendin görmeye başladın, hayali oyunlar kurmaya başladın. Bana yemek yapıyor, verdiğim malzemelerden başka şeyler yaratıyor, bebeklerine bakıyorsun. Hatta kitap okumaya bile başladın. Okurmuş gibi yapıp masallar anlatmana bayılıyorum. Beni takip ve taklit ediyorsun. O yüzden daha dikkatli olmam gerektiğini biliyorum. Korkuyorum biliyor musun, sana yanlış şeyler öğretmekten. Benim hatalarımı yapma, kendi hatalarını yap istiyorum. Sen bana hayran hayran bakarken aslında ben sana hayran kalıyorum. O yüzden sen durmadan soru sorarken ben durmadan cevaplıyorum. Ayakkabılarımı giymene, oje isteme, ruj istemene ses çıkarmıyorum. Saçlarını örmemi istiyorsun sonra koşup aynada bakıyorsun. Giyinip hazırlandığımda " çok güzelsin annecim " diyorsun. Sonra benim saçlarımı örmeye çalışıyorsun. Türlü türlü haylazlıklar, hırçınlıklar, öfke krizlerin ve bazen şımarıp bebekleşmelerin oluyor. Biliyorum sabretmeliyim. Büyüyorsun..
Yorulunca sen de benim gibi gergin oluyorsun. Ama yine annecim diye gelip sarılıyorsun ya, senin çocuk saflığını kıskanıyorum. Kendimi mutsuz hissettiğim bir günün ardından sana sarılıp birkaç saat yanımda uyutmak ilaç gibi geliyor. Hala sarılmalarımı seviyorken bundan faydalanıyorum. Senin sevgin tüm arızaları unutturuyor, tüm telaşları ve zorlukları..Sen tamamlıyorsun beni, iyileştiriyorsun. 
Beni koşulsuz seviyorsun ya; her şeyin değişse de umarım bu hiç değişmez küçük meleğim...Umarım..

Hiç yorum yok: