3 Temmuz 2015 Cuma

Deneme 9

Şimdi konuşmaya başlasam bir hafta anlatırım gibi geliyor. Bu konuşma hevesini çok gerilerde bıraktığımı sanmıştım. Üzerindeki tozlar iyiden iyiye kapatmıştı üzerini. Ama aslında dinlemeyi de çok severim. Dinlemek hayatı kolaylaştırır kim bilir. Anlat sakin sakin; doğduğun yerlerden, büyüdüğün mahalleden, ilk arkadaşından başla mesela. Veya ne istersen. Sen anlat ben gökyüzüne bakar gibi dinlerim. Zaman durur, görüntüler silikleşir, hareketlerim yavaşlar. Zaten yorgunum. Yavaşlamak ne iyi olurdu. Bana bir kaç kelime söyle ben yazarım ya da. Kelimelere bile gerek yok aslında, dikkatle baksan aklımdan hikayeler film şeridi dedikleri gibi geçerlerdi hızlı hızlı. Yorgunum koşarak yaşamaktan, yorgunum kendime yetişmeye çalışmaktan. Nefes alışım kesik kesik, bu yüzden gözlerim kolayca yere iniyor... Dinlenmek ne güzel olurdu. Peki sen neresindesin hayatın, hayatımın? Buna cevabın en hafifinden "hiç" olacaktır eminim. Ben en iyisi yazayım, anlatmanın da yaşamanın da en kolayı bu benim için. Başka türlü soramam ki bilirsin. Daha şimdiden üstelik. Mesela sendelersem tutar mısın beni? Kendi kendime öğreneyim diye düşmemi mi izlersin daha iyisi? Kelimelerin bedenine sığmayan ruhuma baston olur mu? Yoksa her şey anlamsız mı? Görüyorsun ya yerimde sayamıyorum ben. Ben yorulsam cümleler yorulmuyor. Belki yeterince ders alamadım hayattan ne dersin? Biliyorum zaman elimizde kalan en mühim kelime. Özenle cümle içinde kullanalım. Çok şey değil istediğim bakma. İzin ver bayatlayan yerlerinden seveyim seni. Nasıl olsa zaman geçer, her şey geçer..

Hiç yorum yok: