28 Mayıs 2015 Perşembe

"Hayatı Sev"

Bedenimin ara ara "eskisi kadar genç değilsin" diye uyardığı günlerden biriydi. Bir kaç tahlil yaptırmak için mahallemizin sağlık ocağına gittim. Dışarısı buz. Hekimin gelmesini beklerken, ilk sıradaydım ve yanıma yaşlı bir teyze geldi. Yavaşça oturdu. Çok yaşlıydı ama aydın bir kadın olduğu duruşundan bile belliydi. Yavaşça benimle konuşmaya başladı. "Sen ne için geldin" diye başlayan soruları nedense beni hiç rahatsız etmedi. Karşılıklı tahlil sonuçlarımıza bakarken ufak ufak sohbet etmeye başladık. Çok düzgün bir Türkçesi vardı, sakin sakin konuşuyordu. Çalışmış, çocuklarını yetiştirmiş, hayatı yalamış yutmuş yani kısaca. Konuşmamız anneliğimden, çalışma hayatındaki zorluklara ve hatta memleket meselelerine kadar uzandı gitti. Umut doluydu. "biz neler gördün, bu günler de geçer" diyip duruyordu. Derken doktorla işimi bitirdim ve dışarı çıkmadan teyzeye veda etmek istedim. Yanına oturup eline uzandım, "hoşçakalın" dedim. Elimi ellerinin arasına aldı, gözlerime yaklaştı ve sessizce "Hayatı sev kızım" dedi. Donup kalmıştım. Nasıl yani? O kadar kısa sürede bana bunu söyleyecek kadar ne görmüştü veya ne sezmişti? Biraz keyifsizdim belki. İşe gitmek bana hiç keyif vermiyordu o günlerde. Belki bunun yansıması vardı yüzümde kim bilir. Belki sadece sıradan stresler belki içinde bulunduğumuz zamanın umutsuzluğundan mı bilmem,biraz hüzünlü duruyordum. Ama onunla konuşurken sürekli gülümsemiştim, dışarı yansıttığımın farkında değildim. Ama gözünden kaçmamış işte. Yaşam tecrübesi mi yoksa sadece kuvvetli sezgiler mi bilmiyorum. Ama hiç tanımadığım ve benden belki kırk yaş büyük bu kadının tek cümlesi bende soğuk duş etkisi yapmıştı. "Hayatı sev"..Peki teyze..Severim..

Hiç yorum yok: