10 Aralık 2014 Çarşamba

Akbil'e Veda

Canım sarı akbilim. Kimse anlamıyor aramızdaki bağı..Senden neden ayrılamadığımı anlamıyorlar. Zalim dünya seni alıyor benden. Bu yazıyı okuyunca da kesin "deli" diyecekler. Oysa nasıl yazmam ki, seninle beraber binlerce anı da tarihe gömülüyor. Basit bir eşya olabilir misin sen? Herhangi bir varlık mısın yani, kolayca iade edebileceğim? Diyorlar ki akbilinizi iade edin, yerine bedava istanbulkart alın. Yok yeaa. Daha neler. Zavallı bir kart parçası senin yerini alır mı dostum? Ah ulan, ne günlerimiz geçti seninle? Dile kolay 15 sene..Beraber şehrin gezmediğimiz yeri mi kaldı? Binmediğimiz toplu taşıma aracı mı kaldı? Az mı Eminönü'nü vapuruna koşturduk seninle? Peki ya sevgilimle buluşmaya giderken denizotobüsü heyecanımı az mı paylaştın benimle? Otobüsler, metrolar, trenler, motorlar...Neler yaşadık, ne insanlar gelip geçti hayatımızdan tatlım? Unutabilir misin benimle beraber yaşadıklarını? Ah sarı akbilim, dünya değişiyor. Senden kazandıkları para kesmedi, yeni yeni icatlar çıkarıyorlar. "Akbil dönemi sona erdi" haberini içime öküz oturdu vallahi, şoka girdim. Bir baktım insanlar çoktan vazgeçmişler senin akranlarından. O saçma sapan kartları kullanmaya başlamışlar. Vicdansız, nankör insanlar hemen unutmuşlar rahatlığını. Bense seni hiç ayırmadım yanımdan, kart filan da almadım. Anahtarlığımın parçası oldun, şehir dışına çıktığımda bile seninle hiç ayrılmadık. Öyle bağlıyım sana canım benim. Ama yolun sonuna geldik işte. Çok çaresizim dostum ne olur kızma bana. Hem, meraklanma sakın, seni atıp değiştirmeyeceğim. Her zaman anılarımda olacaksın. Ve seni hep saklayacağım. Güle güle kadim dostum. Sarı'm benim güle güle...

Hiç yorum yok: