11 Temmuz 2014 Cuma

Kızıma Mektup

Kim bilir ne kadar büyüdün bunları okuduğuna göre...Dönüp arkana bakmaya başladın mı güzel kızım ? Zaman ne mühim şey şimdi anladın mı? Hayat zor ama basit aslında. Her şey dönemden ibaret işte görüyorsun. Hayat uzun bir yol derler. Çoğu şey geçici, çoğu şeyin bir dönemi var; insanların, sevgilerin, tutkuların, ilgi alanlarının bile dönemi var. Gelir ve geçer. O dönemin tadını çıkarmak elinde kalan tek teselli aslında. Yoksa yalnızlık hep seninle. Her zaman kendine dönersin, kendinle yaşarsın en çok çünkü. Bazen şehirler de insanlar da geçip giderler hayatından. Arkalarından uzun seneler baktıkların, sadece adını anıp gülümsediklerin ve hatta tamamen geride bırakabildiklerin olacaktır. Ama bu yüzden sevmekten, inanmaktan caymayacaksın meraklanma. Hem öyle yaşanır mı? Sevmek güzel her şeye rağmen. Sevmek ve neredeyse kendin kadar inanmak. Hoş inanmadan sevmek zaten tad vermez biliyorsun değil mi ? İnanacaksın sevdiğin her bir hücreye. Aynı yolu yürüdüğüne, gerçek olduğuna, seni sevdiğine, zamanı gelince arkasını dönmeyeceğine inanacaksın. Bir avuç insan da olsa fark etmez. Bir gülümsemesine yüzyıllar sonra hala dalıp gidebildiğin dostların, tüm marazlarını göstereceğin sevgilin, kırıp döksen de seni affedecek ailen olacak. Bunlara sahipsen ne iş yaptığının, kaç para kazandığının, kapının ardındaki yabancıların seni hangi sıfatlarla andığının önemi olmayacak zaten. Sen zaten mutlu olacaksın. Babandan da benden de aldıklarını görüyor ve hayrete kapılıyorum hala. O kadar bize benziyorsun ki. Tabi ki bizden çok çok ötede olacağını biliyorum ve sabırsızlanıyorum. Seni büyürken izlemek her yaşında apayrı bir keyif olacak :) 
Güzel gözlerin hep şimdiki kadar pırıl pırıl baksın dünyaya. Aynı merakla, aynı sevecenlikle. Dünyanın, hayatın, insanların hiç bir kötülüğü güzelliklerini kaybetmene yol açmasın sakın. Sen güzelsin, çok güzelsin. Benim için dünyadaki en güzel varlıksın. Yanında, arkanda, kalbinde olduğum sürece umudunu yitirmemen için elimden geleni yapacağım. Yeter ki sen hep sen kal; Serserilik yap, ellerini ceplerine sokup yürü uzun uzun, nereye gidersen git sokaklarını gez, insanlarını keşfet, eski eşyaları ara, bir sürü cümle yaz, daha fazlasın oku, sevdiklerini deli gibi sakla. Geçmişini unutmak zoruna mı gidiyor, gitmesin evlat. Hatalarını da sevinçlerini de aynı kefede, aynı derece sakla, unutma, arkanı dönme. Değmeyecek insanlar için yıpratma kendini ama seviyorsan asla nefrete döndürme duygularını...Asıl nefret duygusuna değmez kimse, hiç bir şey. Nadiren sus, hep konuş, bol bol dinle. Müziği yanından ayırma. Kan bağını kalbin kadar ciddiye alma. Sevgini de üzüntülerini de yüzünde göster, sözlerinle anlat. Parmak uçlarınla dokun, kollarınla sarıl, severken sözcükleri esirgeme ne kendinden ne sevdiklerinden. 
Veya...Sen nasıl istersen öyle yap evlat. Biliyorum ki güzelini yapacaksın zaten. Hem ben nasıl olsa seni her zaman, büyük bir güçle, yorgun kalbim dün hayata gelmişcesine taptaze, bıkmadan seveceğim seni.

 "Öyle Bakma Çünkü
  Güzel bahçeli bir ilkokulun penceresinden 
  dünyaya,
  hayret, hasret ve biraz da
  bayat bayram şekeri kederiyle bakan,
  aklı cambaz, yanağı al,
  sesi çilek aroması
  bir çocuk oturuyor
  gözlerinde..." 

  Y.E.

Hiç yorum yok: