9 Mart 2014 Pazar

Kadın Olmak

Kadın yaşamının asla yeterince saygı görmediği bir toplumdur Türk toplumu. Acı ama gerçek. Bu yüzden eşitsizliğin zehir acısı tadını çok iyi biliriz biz kadınlar. Daha çocuk yaşlarda başlar ve hayatın her anında karşımıza tokat gibi çarpar bu eşitsizlik. Eşitsizlğin ve şiddetin bunca hissedildiği bir toplumda Kadınlar Günü'nden söz etmek bir yandan komik bir yandan da çok gereklidir aslında.
Kadın olmayı anlatılmalıdır. Üstelik sadece erkeklere değil kadınlara da anlatmak lazımdır. Önce biz sevmeliyiz çünkü kadın olmayı ve kadın olmanın güzelliklerini. Birbirimizi savunmalı, destek olmalı, arka çıkmalıyız.
Kadın olmak yüksek ökçeli ayakkabılarla gezmekten, her an bakımlı ve fit olmaktan, kapris yapmaktan veya erkek yardımına muhtaç olmaktan ibaret değildir. Kadın güçlüdür. Doğanın ona verdiği "bebek taşımak ve doğurmak"özelliğini taşır.  "Anne"olur ve insan büyütür, sürekli bir vicdan muhasebesiyle yaşar. "Çocuk"olur, bir ömür anne babasına sahip çıkar. "Eş"olur, sevdiği adama aşıktır ama ondan şevkatini,dostluğunu hiç esirgemez. "Kardeş" olur sonsuz fekadardır, "dost"olur dostunun diğer yarısı gibi yaşar, bir adım arkasındadır, vazgeçmez. "İş kadını" olur, erkek egemen toplumda -aklının bir köşesinde sürekli evi ve çocuğu olduğu halde- elinden gelenin en iyisini yapar, mesleğinde cesurdur. Bu yüzden kadın hayranlık uyandırır. Elimizdeki bu güçle ve güzellikle toplumu değiştirme çabasından vazgeçmemeliyiz. Çalışkan,cesur,güzel ve şefkatli olabildiğimizi gösterebiliriz.Her gün ve her adımla. Bu dünya kadın zarifliği kadın naifliği ve şefkatiyle ayakta. Bu bir feminizm yazısı değil,bu yukarıdaki fotoğrafla gurur duyma yazısıdır.
Her eşitsizliğin hakkından gelebilme umuduyla iyi ki varsınız!!!

Hiç yorum yok: