4 Aralık 2013 Çarşamba

#blogfırtınası 15 Sene Sonra

Hikaye yazmak zordur ve pek bana göre değildir. Karakter yaratmak gerçek bir yetenek ister bence. Benim yazım basit birinin 15 sene sonrasına dair hayalidir sadece. Hayallerin gerçek olduğu sıradan bir hayatı anlatır..

.........Bir sabah hayallerindeki hayata uyandı.Sene 2028.Aylardan Mayıs..Memleket 15 sene önce yaşanan o berbat kaos ortamından kurtulmuş, halk huzurlu mutlu. Yine yaşam derdi var belki ama en azından bütün vatan hainleri yok olup gitmişler.
Kadın pırıl pırıl bahar güneşinde -yanında sevgilisi- kendini Foça'da demirlemiş ahşap bir teknede buldu. Erken kalkmaları gerekiyordu, yapacak işleri vardı. Ama yine de telaş etmeden kahvaltılarını yaptılar. Birazdan telefon çaldı. Arayan kızlarıydı. Güzel Sanatlar Fakültesine girmek için harıl harıl sınavlara çalışıyordu genç kız. "Ne zaman geliyorsunuz anne" diye sordu. "Haftaya İstanbul'dayız, birkaç gün daha kalıp geleceğiz" dedi kadın. Sonra tekneden inip kendi elleriyle kurdukları pansiyona gittiler. "Mavi Pansiyon" yeni sezona tastamam hazırlanmıştı. Bereketli bir yaz olsun diye en ufak ayrıntıda bile canla başla çalışmışlardı. Çok da çalışanları yoktu zaten. Küçük ama sevimli bir yerdi. Birkaç sene olmuştu açılalı. Haziran'dan Ekim'e kadar burada kalıyorlardı. Kışın ise bazen Antalya bazen İstanbul derken ayları geçiriyorlardı işte. Foça'dayken akılları kızlarında kalıyordu elbet ama genç kız kendi kendine idare etmeyi iyi biliyordu. Tabi ki yazı Foça'da geçireceklerdi ama bir haftalığına İstanbul'a kızlarının yanına gitmeleri gerekiyordu. Anne babalarını görecekler, kızlarının sınavları atlatmasını bekleyeceklerdi. Hem sezon öncesi biraz gezmek fena olmazdı. Şehirde kalan bir avuç dostları vardı ya hala, onlarla zaman geçirirlerdi bol bol. Yaz sezonu Foça'da çok yoğun geçerdi. O yüzden iyi gelecekti biraz uzaklaşmak. Ne tuhaf eskiden şehirden uzaklaşırlardı kafa dinlemek için. Şimdi ise şehre tatile gidiyorlardı. Komik belki ama senelerce bunu hayal etmişlerdi. İki sevgili birkaç gün içinde işlerini toparlayıp düştüler yola. Adam yine çok keyifliydi yollarda olmaktan. Kadınsa aklında sürekli planlar yapıyordu. Şaka değil 40'lı yaşları yarılamışları, seneler sivrilikleri törpülese de aynı gençliklerindeki gibiydi ikisi de. Biri sakin diğeri her daim telaşlı. Akşama doğru evlerine geldiler...Kızları onları kapıda karşıladı. "Güzel kızımın gülüşü hala bebekliğindeki gibi" diye aklından geçirdi kadın. İçeride onlar için hazırlanmış harika bir sofrayla karşılaştılar. Meğer tüm aile -ton ton anne babalar, abiler, yeğenler ve kadının biricik kardeşi- onları karşılamaya gelmiş. "Herkesi bir arada görmek sizi mutlu eder diye düşündüm" dedi kız kardeş. Kim bilir kaçıncı süpriziydi bu onlara.Kadın sevgilisine döndü. "15 sene önce de bu kadar mutlu muyduk" diye sordu. Adam kulağına "elbette" diye fısıldadı. 

Hiç yorum yok: