14 Kasım 2013 Perşembe

Bal Kaymak'a Mektup

Bal kaymak kızım benim, minik böceğim,
21. ayını doldurduğun bu günlerde ben git gide çocuğuna aşık şaşkın annelerden oluyorum ama büyüdükçe o kadar tatlı oluyorsun ki... Bir yandan daha şimdiden beşikteki zamanlarını özlerken bir yandan büyüdükçe ve paylaşımlarımız arttıkça sana daha çok hayran kalıyorum. Evet büyükler yine haklı çıktılar. Çocuğun her dönemi ayrı güzelmiş. Ama yürümenin sağlamlaştığı, merdiven çıkmaya çabaladığın, telaşlı ve paytak paytak koşuşturduğun, size anne-baba dediğin bu günler gerçekten bir başka. İletişim gücün git gide gelişiyor. Kendi dilinde çokça konuşurken, bizim dilimizde de kelimeleri öğreniyor ve keşfettikçe neşe içinde tekrarlıyorsun. Karakterine işlemiş merak duygunla yaptıklarımızı dikkatle izleyip taklit edişin bizi hala şaşırtabiliyor mesela. Evde kenar köşelere gizlenme, masaların altında oynama gibi klasik çocuk davranışların bile bize sevimli geliyor. En çok da şarkılar eşliğinde mırıldanmanı, dans etmeni seviyorum.
 Oynarken bizi de ayağa kaldırıyor seninle dans etmemizi sağlıyorsun. Biz çalışan ebeveyn olarak seni gerçekten çok özlüyoruz. Babanla akşam seni görebildiğimiz 3 saatlik kısa sürede önce sofrada birlikte yemek yiyoruz, sonra seninle mümkün olduğunca oyunlar oynuyoruz, kitaplarını karıştırıyor kelimeler öğreniyoruz beraber. Bizim seninle oynadığımız anların senin için ne kadar önemli olduğunu yüzündeki sevinçten görebiliyoruz ve safça gururlanıyoruz. Bazen uykunun geldiğini gördüğümüzde üzülüyoruz. Akşam 9:30'da yatma zamanın ve düzenini bozmamak adına bunu değiştirmiyoruz. Sen uyuduğunda...yine seni özlüyoruz. Ve sanırım sen büyüdükçe seni daha da çok özleyeceğiz. Bebekliğini, çocukluğunun ilk zamanlarını ve hayata attığın her adımı çok özleyeceğiz. 

Hiç yorum yok: