25 Mayıs 2013 Cumartesi

Şehirden uzakta bir "Deniz"

Geçtiğimiz hafta 5 günümüzü Antalya'nın Duacı köyünde, babamın hayallerindeki evde Sarıkonak'ta geçirdik. Senelerin beklentisi, birikimi,emeği ve hayalleriyle bu ev bize çocukluğumuzu, anılarımız yeniden veren bir rüya haline gelmiş meğer. Bizim için en mühimi çekirdek aile olarak birkaç günü birlikte geçirebilmekti. Abimle ben artık yetişkin ve çocuklu insanlar olarak ailemizin yanında kendi ailelerimizle ama yine de çocuk hissederek geçirdik bu birkaç günü. Bizim dışımızda bu güzel anları paylaşanlar da vardı: dayımlar teyzemler ve Antalya'daki kuzenlerimiz ve amcamızdan yadigar halamız ile beraberdik. Herkes kendi iç dünyasındaki özlemleri yaşarken Deniz içinse yeni bir başlangıç, bol bol keşif anlamına geldi bu beş gün. Annem, dayım, yengem ve teyzem bahçeden meyve toplarken kendi çocukluklarındaki memleketlerine döndüler. 
Nazlı havuzun ve bahçenin tadını çıkardı. 

Deniz'e yürümeyi öğretmeye çalıştı.
Abim ve ben çocuklarımızın mutluluğunu seyrettik. Didem ve Özkan da sanırım öyle. Ha Özkan bol bol balkon keyfi yaşadı ki bu onun için çok mühimdir. Babamsa bütün ailesini bir araya getirmenin gurunu yaşıyordu sanıyorum orda bulunduğumu her. 
Beş gün boyunca şehirden uzak ayaklarımız sürekli toprakta, çimenlerde geçirirken ne 


Ne Antalya şehir içi ne İstanbul ne de herhangi bir şehri özledim. İnsanın doğaya müthiş özlemi bu olsa gerek. Günün her saati sadece kuş sesi duymak, geçen tek tük arabaları saymak, yeşilliklerde çıplak ayak yürümek, ağaçtaki meyvelerin büyümesini seyretmek, İstanbul insanının en büyük eksikliği olan balkonda saatler geçirmek paha biçilemezdi. Dört duvar arasına sadece uyumak için girdik diyebilirim.


"Sarıkonak" bundan böyle bizim şehirden ve telaşından uzaklaşmak istediğimizde kaçabileceğimiz evimiz, bahçemiz,sığınacağımız liman. Bize bu mutluluğu ve çocukluğumuzu geri veren babama ve emeklerinden dolayı anneme sonsuz minnetlerimle. 




Hiç yorum yok: