25 Şubat 2013 Pazartesi

Benim Bir Dostum Var

Geçenlerde aniden fark ettim. O'nu tanıyalı 20 sene olmuş. 20 sene önce küçük bir çocukken aynı sınıfta başladı arkadaşlığımız. İlkokuldan yeni çıkmış bambaşka çevrelerden gelmiştik. Çocuktuk ikimiz de. Şimdi aradan bir gençlik geçmiş. Artık büyümüş olgunlaşmış, kendi evine çıkacak yaşa gelmiş bu arkadaşlık :) 
Bizim hikayemiz ilk günden başlayan bir dostluk olmadı. Bu 20 senenin hepsi yan yana dip dibe, içtiğimiz su ayrı gitmedi hikayesiyle geçmedi. Şimdi hatırımızda bile kalmayacak kadar yavaş yavaş dost olduk. Hep arkadaştık ama asıl yakınlığımız lise yıllarına dayanır. O zamanlar daha yakından tanıdık birbirimizi. Sonrasında uzun seneler hep başka başka arkadaşlıklarımız oldu, üniversitede farklı
okullarda okuduk. Ama işte asıl o başka yollarda geçen seneler bizi yakınlaştırdı onunla. Hani birine alışırsın, çok sık görür dost olursun ya...İşte onunla tam tersi doldu. Zamanla, büyürken ve bambaşka hayatlar yaşarken yakınlaştık. Ne insanlara yaklaşımımız da hayata bakışımız aynı değildi hiç. Bir sürü birbirine zıt yönlerimize rağmen geçen zaman bizi önce dost sonra kardeş yaptı. Kan bağına, benzerliklere, hep yan yana olmaya hiç gerek duymadık. Aramıza seneler, kilometrelerce mesafeler, farklı yaşamlar girdi. Sonra dönüp dolaşıp yine beraber bulduk birbirimizi. 
O aslında gözlerimi açıp ilk gördüğüm insandı. Ama ben uzun zaman onu fark etmedim. Bir sürü yorucu, yıpratıcı sevginin ağırlığını taşırken, onun varlığı hiç anlamadığım bir zamanda yanı başımdaydı. Hala hatırlayamadığım bir şekilde sızıyordu yaşamıma. Halbuki onun kimsenin hayatına girmeyi istediğini veya çabaladığını görmemiştim. Aslında ondan o kadar farklıydım ki normal şartlarda ben de "hoşlanmadığı" insanlardan olmalıydım. Ama öyle olmadı. Beni sevdi,çok sevdi. Neden ben'i sevdiğini çoğu zaman anlamadım. Onun gözümden kendime bakıp durdum ama anlayamadım. Benim onu sevmem içinse hep çok büyük sebeplerim vardı. Hayatımdaki insanların aksine o beni hiç üzmedi, yormadı. Küçük hataları önüme koymadı. Unuttu gitti, onu ihmal ettim ses etmedi, bazen uzak durdum sormadı. Bencillik ettim yine kızmadı. Çünkü ona göre biz hep aynı taraftık. Öfkelerimizi, kırgınlıklarımızı yaralar açmadan hallettik. Ama hep onun olgunluğu sayesinde. Bu yaşıma kadar her zaman varlığını hissettirdi, huzur verdi. Hayatımın en önemli günlerinde yanımdan ayrılmadı. Benim onunla ilgilenmediğim zamanları yüzüme hiç vurmadan, karşılıksız, sorgusuz yanımda oldu. Uzaktayken bile gözleri üzerimdeydi. Beni kollamaya devam etti. Çok güçlüydü. O güç sayesinde kendimi hep güvende hissettim. Herkes çekip gitse onun yanımda olacağına inandım. Anne baba kardeş kadar aile kadar güven vericiydi. İki eli kanda olsa ihtiyacım olduğunda yanıma koşacağına yüzde yüz inandığım kişi oldu. Bundan sonra da böyle olacağına adım gibi eminim. Bir gün bile şüphe etmedim, öz kardeşim gibi inandım ona. Biliyorum o da bana hep inanacak ve ne araya girecek insanlar ne farklı şehirler bizi birbirimizden koparabilecek. Sağol kardeşim, sen hep sağ ol :)

Hiç yorum yok: