23 Ocak 2013 Çarşamba

Çemberimde Gül Oya

Öncelikle bu özel dizi hakkında önce kısa bir not almak isterim "Çağan Irmak isimli muhteşem adamın senaryosunu yazıp yönettiği toplam 40 bölümlük bir televizyon dizisi. Mayıs 2004 ile Mart 2005 arasında yayınlandı ve bitti." Bu kısa tanımdan çok sıradan bir televizyon dizisi izlenimi verse de bilenler izleyenler bilirler; "Çemberimde Gül Oya" bu ülkeye gelmiş geçmiş en özel en cesur dizilerden biridir. "Süper Baba" gibi, "Yeditepe İstanbul" gibi... Bu dizileri hatırlayanlar da aklına düşünce "ah ah böylesi gelmedi" diyenler de özel insanlardır :) Günümüzden 70'lerin sonlarına geri dönüşlerle Yurdanur'un anlattığı hikaye genel olarak eski bir konakta ve konakta yaşayan ailelerin yaşamları etrafında dönüyor.
2004 mart ayında Eyüp'deki Pierre Loti kahvesindeydik Özkan'la. Manzarayı seyrederken film çekimi yapıldığını gördük. Güzel bir kız ve kıvırcık saçlı sakallı genç bir adamın kısa bir sahnesini çektiler. Kendi kendimize "sinema öğrencilerinin kısa film çalışması" deyip geçmiştik. Meğer ne güzel bir tesadüfmüş, meğer hayatım boyunca unutamayacağım dizinin sahnelerinden birinin çekimini izlemişiz. 
Dizinin belki de böyle güzel olmasının en önemli sebeplerinden biri 40 bölümlük senaryo hazırdı ve sonuna kadar hiç değiştirilmeden, müdahale görmeden çekildi. Ne çok kısa sürdü ne reyting uğruna gereğinden fazla uzatıldı. Çağan Irmak 70-80 arasını hem sevecen hem duygusal hem de gerçekçi ve elden geldikçe cesur anlatmış. Konakta yaşan her karakterin hikayesi seyircinin içine işlemiş, benim gibi dizinin fanatiklerinde ise unutulmaz izler bırakmıştır. 
40 bölüm içinde yaşaman farklı uçlarından örnekler sığdırmış yazar.
Farklı hikayeler ve çok farklı karakterler. Aslında koca bir ülkenin adete minyatürü gibiydi konak: Zengin yaşamını ardında bırakıp sevdiği adamın peşinden giden Yurdanur, emekçilerin yanında her zaman idealist ve tutkulu Mehmet, Almanya'da çalışmak zorunda olup çocuğundan yarı düşen bir çift, en yakın arkadaşı Kurtuluş Savaş'ında birbirlerinin canını bağışlayıp dost olduğu Yunan arkadaşı olan dede, okuma yazma öğretmesi için Yurdanur'dan yardım isteyen cahil ama yürekli Sultan, her daim neşesini koruyan Suna abla, küçük Ercan, aşkın peşinde pavyon yaşamını bırakan Canan, saf güzel Zarife, aşık Ümit, Türkiye'ye aşık Rum ev sahibesi ve diğer tüm karakterler. Hepsini aynı dengede naif ve seyirciyi sıkmadan anlatmış Çağan Irmak. Tabi konak dışında da darbe öncesi ve sonrası dönemi, ülkenin sıkıntılarını ve yaşanan tüm tatsızlıkları da açık yüreklilikle resmetmiş. 
Bize hikayeyi anlatan Yurdanur'un günümüzde ( 2000'lerde ) yazdığı kitabın filme aktarılmasıyla son buluyor dizi. Her defasında kalbimin hızla çarpmasına sebep olan final sahnesiyle.. Yazmakla, anlatmakla bitmez "Çemberimde Gül Oya". Defalarca izlenir ve her defasında izlediğiniz seneye kendi yaşınıza göre tıpkı benim gibi farklı anlamlar çıkarırsınız. Hele de günümüz filmlerinden ve dizilerinden hatta insanlarından sıkıldıysanız...

Bu yazının sonu dizinin en güzel repliği ile sona ermeli..

"Sen benim hem ailem hem vatanımsın..."







Hiç yorum yok: