3 Ekim 2012 Çarşamba

Antalya ve Deniz'in İlk Tatili

"Şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel şehridir" K. Atatürk.
18. yaşımdan  beridir her yaz hiç kesintiye uğramadan Antalya'da tatil yapma fırsatım oldu. Önce anne babamla, bazen abimlerle sonra da Özkan'la. Bu sene ise kızmız Deniz'i bu cennet şehirle tanıştırma fırsatı bulduk. Bizim için Antalya tatilleri her zaman Eylül ayının ikinci yarısında geçmiştir. Okullar açılıp, herkes evlerine döndükten sonra. Hava hem sıcak hem ılık, plajlar boş ve sakinken Antalya en güzel günlerini yaşar. Hoş Antalya Atatürk'ün deyimiyle gerçekten dünyanın en güzel şehri...Her mevsim güzeldir eminim. Fırtınalı yağmurları, iki ay süren cehennem sıcakları da gülün dikenleri olur olsa olsa.
Türkiye üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke ama içinde yedi km'lik sahil şeridi boyunca tertemiz, yosunsuz, kayalıksız deniz barındıran tek bir şehir var, Antalya. Sırf bu özelliğinden dolayı bile Antalya çok özel ve eşsiz. Gittikçe gelişen, tüm büyük şehir özelliklerini barındırmanın yanı sıra Türkiye'nin bence en modern şehri aynı zamanda. Bunun dışında en fazla 3-4 saatlik mesafelerde gidilebilecek cennet kasabalar, koylar, denizler var. Bence Antalya'lılar çok şanslı. Her daim tatil havasında, her türlü şehir imkanı ile huzur içinde yaşıyorlar. Yılın beş ayı eşsiz denizinde yüzmek, plajlarında keyif yapmak, Tophane çay bahçesinden eşsiz Kaleiçi'ni seyretmek, limandan tekneye atlayıp Kemer'e veya Kaş'a gidebilmek, baharda henüz kimsecikler yokken Olimpos'a çıkmak, keşfedilmemiş köyleri, yaylaları gezebilmek, kimsenin kimseyi yargılamadığı modern bir şehirde yaşamak çok güzel olmalı. Bir ucundan da olsa parçası olabildiğim için ben de kendimi çok şanslı görüyorum. 
12. sene yine sonsuz keyif aldığım bir hafta geçirdim. İlk kez çekirdek aile olarak gelmenin keyfi başkaydı tabi. Anneannesi ve dedesi başta olmak üzere büyük dayısı, yengesi, teyzesi, halası ve eniştesiyle bol bol zaman geçirdi. Arada bizim de baş başa zaman geçirmemize izin verdi sağolsun :) Kızım da bu güzel şehrin havasını,suyunu sevdi biliyorum. Uçsuz bucaksız denize şaşkın  şaşkın ama sanki bilirmişcesine keyifli bakışlarını hiç unutamam. Bundan sonra Antalya'da daha güzel günleri geçer inşallah. Her yaz onu o muhteşem denizde yüzerken görmeyi çok istiyorum. 

Şevval Sam - Benim Arkadaşım


"Şevval Sam" benim arkadaşımdır :) Hem de çocukluğumdan beri. Masmavi gözleri, insanın içini ısıtan gülümseyişiyle onu farkettiğimde henüz kimseler tanımazdı. Bundan 15 - 16 sene evvel Akbank reklamlarıyla başlayıp Süper Baba'yla girdi hayatıma. "Deniz" karakteriyle benim için anlamlanmıştı. Çünkü o karakter benim en yakın arkadaşım olmuştu. Çok mu saçma? Bence değil. Tıpkı okuduğumuz roman kahramanlarıyla olduğu gibi ben de o karakterle bir arkadaş kadar yakın olmuştum. Dizi bitene kadar iki sene gözümü kırpmadan seyrettim. O zamanlar gazetelerde onunla ilgili haberler, gerçek yaşamından hiç bir iz olmazdı. Tek bildiğim Beşiktaş'lı Metin'in eşi olmasıydı. Çok tanınmıyordu henüz.  Sonra bir gün bir tanıdık sayesinde O'na ulaştım. Daha doğrusu o bana :) Beni telefonla aradı, uzun uzun sohbet etti. Çocuk yaşta bir hayranını hiç bilemeyeceği kadar mutlu etmişti. Dünyalar benim olmuştu o gün. Bir kez de yüz yüze tanıma fırsatım oldu ama tesadüfen..
Aradan 15 sene geçti. O çekingen ama sempatik genç kadın, önce anne oldu sonra kendinden emin sağlam adımlarla büyüdü, olgunlaştı. Bir dolu diziye oynadı, televizyonda kaliteli müzik programları yaptı,ardı ardına müzik albümleri çıkardı. Besteler yaptı, sözler yazdı, ülkenin her bir köşesinde konserler vermeye başladı. Hatta yurt dışında bile konserler verir oldu. Türkiye'de hatırı sayılır bir üne sahip oldu. Sayısı azımsanmayacak bir hayran kitlesi oluştu zamanla. Özellikle benim 14 yaşımdaki halime benzeyen gençlerden oluşan hayranları oldu. Yetişkinler tarafından da çok sevildi, hele ki büyük cesaret ve özenle hazırladığı Türk Sanat Müziği albümleriyle..Bense onu sessizce takip etmeyi hiç bırakmadım. Bütün dizilerini seyrettim, albümlerini dinledim, konserlerine gittim. Uzaktan hayranlarıyla iletişimini gördüm. Gençlerin sevgilerine nasıl aynı heyecan ve özenle karşılık verdiğini gördüm. Kimseyi kırmadığını gördüm. Zaman zaman insanların olumsuz yorumlarını da duydum ama duymazdan geldim. Ciddiye bile almadım. Çünkü biliyorum ki onun için olumsuz yorum yapanlar onu hiç tanımamışlardır. Bir kez onunla konuşan, sımsıcak gözlerine bakıp sohbet eden herkesin içi ısınır. Özel yaşamında nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu az da olsa bilen biri onun doğaya, hayvanlara ve insanlara olan sevgisini mutlaka bilir ve buna hayran kalır. Tüm başarılarına, tüm çalışmalarına ve aradan geçen uzun senelere rağmen "Şevval Sam" denilince hala aklıma telefondaki sımsıcak sesi ve oynadığı "Deniz" karakteri gelir. Hiç bilmese de "O" hala benim arkadaşım ve hep öyle kalacak, hem de her başarısında kendimce gurur duyduğum, mutlu olduğum arkadaşım. Her zaman mutlu olması, hak ettiği değeri görmesini dilediğim arkadaşım..