12 Eylül 2012 Çarşamba

Benim Canım Ağabeyim


Ben doğduğumda o henüz 6 yaşındaymış. Çocukların genelinin tersine  kıskançlık krizlerine girmemiş. Aksine ben küçücük bebekken bile, daha doğrusu kendisi henüz ana kuzusuyken bile benimle ilgilenmiş. Annem odadan çıktığında gözünü kırpmadan bana bakarmış düşmeyeyim diye. Sonrasında  ise işi iyice zorlaşmış. Emekleme döneminde üzerinde taşımış sürekli beni. Benimle dans etmiş, üzerine çıkmama ses etmemiş, bıkmadan oynamış benimle. Aramızdaki hiç bitmeyecek dostluk daha o yıllarda başlamış. 


Sayesinde çok güzel bir çocukluk dönemi geçirdim. Benimle oynamaktan hiç sıkılmadı çünkü. Beni hiç tersleyip, itmedi. İlk gençlik yıllarında bile bana hep zaman ayırdı. Benimle gezdi, oyunlar oynadı, büyüdüğümde dertlerimi dinledi. "O" 16, bense 10 yaşındaydım üniversite için evden ayrıldığında. Sonrasında İsviçre'ye yerleşti ve artık evimizde hep misafir olmaya başladı. Buna rağmen birbirimizden kopmadık. Uzaklarda ama gözleri, desteği hep üzerimdeydi. Ne ihtiyacım olursa hep yanımda oldu. 
Yıllar geçti, büyüdük..Şimdi ikimiz de otuzlu yaşlarımızda ilerliyoruz ve bu yaşlarımıza kadar aramızdaki kilometrelerce mesafeler bizi birbirimizden hiç ayırmadı. Tam tersi daha da bağlandık birbirimize. Kendi ailelerimizi kurduk; o baba oldu ben anne. Ama abi-kardeş olmaktan hiç vazgeçmedik. Ne seneleri, ne yaşam şartlarını, ne mesafeleri soktuk aramıza. 
Canım ağabeyim, bugün 36. yaşını dolduruyor. 
İlk arkadaşım, güvenilir limanım, dünyanın en yakışıklı en bi'tanecik abisi benim abim ve ben onun kardeşi olduğum için dünyanın en şanslı kız kardeşiyim. 
Kızımın biricik dayısı, sensiz ben asla ben olamazdım :)

Hiç yorum yok: