5 Şubat 2012 Pazar

Güzel İstanbul

Biz İstanbul'lular; günlük telaşlar arasında her sabah kaybolup gidiyoruz. İşe yetişme kargaşası, berbat trafik, hiçbir işimize veya özelimize yetmeyen haftasonları yüzünden çoğu zaman öfke içinde İstanbul'a söyleniyor, İstanbul'a kızıyoruz.
Ey Şehr'i İstanbul, senin ne suçun var ki? Milyonları taşırken sokaklarında, caddelerinde senin bunca öfkedeki payın ne?
Bu eşşiz şehir ne bizim öfkemizi, ne onu gitgide mahvetmemizi hakediyor. Oysa hergün üzerinden geçtiğimiz köprüden bir kez başımızı kaldırıp boğaza baksak,sahil yolundan geçerken denizi seyretsek birkaç dakika, meydanlarında yürürken adımlarımızı birazcık yavaşlatsak veya gökdelenlerinde geçen iş saatlerinde uzaktan şehre biraz baksak...Her gün sadece bir kez güzelliklerini farketmeyi denesek...Üzerimizdeki ağırlıklardan, öfkelerden sadece birkaç dakikalığını uzaklaşsak. Bütün bir ülkenin, milyonların hergün imrenerek düşlediği bu dünya güzeli şehri farketsek. Alışveriş merkezlerinde veya anlamsız caddelerde geçirdiğimiz zamandan birazını tarihi meydanlara, sahil yollarına, boğazın eşssiz mahallelerine ayırsak...Ayda bir kez en azından turist gibi gezebilsek İstanbul sokaklarında...Belki bu şekilde dünyanın en güzel şehrinde yaşadığımızı farkeder, mutlu olabiliriz.
İstanbul'a hakettiği değeri, özeni ve sevinci vermeyi denesek???



Hiç yorum yok: