31 Mart 2011 Perşembe

Taş Kalpli İnsanlar


Bugün Taş kalpli insanlardan söz etmek istiyorum. Hani mutlaka herkesin rastladığı hatta belki yaşamlarının en değerli rollerini verdiği insanlardan bahsediyorum. Acısını, sevincini içinde tutabilen, kendi doğruları uğruna her şeyden vazgeçebilen insanlar var diyorum. Bir gün önce gözlerinde gördüğünüz büyük sevgileri ertesi gün yok olmuş insanlar...Hiç mi tanımadınız? Hani sıcaklıklarıyla sizi saran ama bir anda buz kalıbına girebilen insanlar. Kalplerini şu ya da bu sebeplerle sertleştir-ebilmiş, bunu başarmış, güzellikleri bir anda öldürebilme gücüne sahip insanlar. Başkalarına kulak verirler veya kendilerince aldıkları kararları - sizin tüm yaşamınızı etkileyen- size hiç sormadan alan ve bu karar uğruna yıkıp geçen, darmadağın eden insanlar. Nasıl çabucak ve bu kadar çok değişebildiklerini aklımızın almadığı insanlar. Sizden vazgeçtiklerine inanamadıklarınız. Çekip giden, gitmenin rahatlığını yaşayan ve uzun zaman sizi merak etmeyen. Merak etse bile kararından dönüp asla sizi aramayacak, sormayacak ve bununla yaşayabilecek insanlar. Taş kalpli olmak, sert kalpli olmak bunu gerektirir. Duygularını geri plana atarlar, neredeyse duygusuz dedirtecek kadar...Şaşırır, anlam veremezsiniz. Nasıl başardıklarına hayret edersiniz? Kendinizi, yaşadıklarınızı sorgulamanıza yol açarlar...Hiç mi ? Tüm yaşananlar, hissedilenler hiç mi? Biraz duygu kırıntısı görseniz, onların da acı çektiklerini hissetseniz rahatlayacak gibi olursunuz...Ama yok..Boşuna..
Bana sorarsanız taş kalpli insanlardan uzak durun derim. Madem bir kez bulaştınız ve acısını çektiniz, bir daha aynı hatayı yapmayın. Vee siz siz olun asla onlara benzemeyin. Bu hayata bir kez geliyoruz, duygusuz olmak için çok kısa bir hayata...Duygularımızı bastırmak, arka plana atmak veya yok saymak için hayat çok kısa. Hissetmek her şeydir. Hissettiğini yaşamak ve yaşatmak her şeydir. Mutluluk, neşe, acı, korku da olsa hissetmeden yaşamak ölü olmakla birdir.